Madem bu rapor dikkate alınmayacaktı, bu komisyon neden kuruldu? Neden bir tavsiye raporu yayınladı? Tavsiye kararları yayımlandığından beri AKP hayvan istismarından gelir elde edenlere imtiyazlar, destekler verirken hayvan hakları savunucularını görmezden gelmeye devam ediyor.
Vegan Kortej ” Yaşam İçin Yasa ” çağrısı ile hayvan hakları yasası için basın açıklaması yaptı.
Bugün ( 27 Mayıs ) İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir İstanbul, Urfa, Antalya’da eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. Hayvan hakları savunucuları ” Gerçek Adalet için Vegan Bir Dünya Yaşam için yasa ” dediler.
” Yaşam için yasa hayvan haklarını savunmak veganlıktır” ”TBMM hayvanlardan taraf ol” ”Hayvan hakları hemen şimdi” ”Hayvan gibi yaşa insan ol ” ” Süt yumurta bal hepsi istismar ” ” Rant için değil, yaşam için yasa” dövizleri ile alanlardaydı.
Basın açıklamasının tam metni ise şöyle:
BASINA VE KAMUOYUNA
Hayvan hakları savunucuları olarak yıllardır hayvanlar lehine bir yasanın çıkması için mücadele ediyoruz ancak yasa koyuculardan gelen her bilgi hazırlanan yasanın hayvanlar için zulüm ve ölüm demek olduğunu gösteriyor. Her fırsatta hayvanların yanında olduğunu söyleyen yasa koyucular aldıkları kararlar ve yaptıkları açıklamalar ile sürekli kendileriyle çelişiyor. Ekim 2019’da Meclis Başkanlığı’na sunulan Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu tavsiye raporunun üzerinden 1,5 yıldan fazla süre geçti ama ortada hala bir taslak, hala hak temelli bir yaklaşım yok. Basına verilen demeçler beş siyasi partinin üzerinde anlaştığı, bizlerin geliştirilmesi gerektiğini düşündüğümüz raporun çok çok gerisine düşüldüğünü gösteriyor.
Madem bu rapor dikkate alınmayacaktı, bu komisyon neden kuruldu? Neden bir tavsiye raporu yayınladı? Tavsiye kararları yayımlandığından beri AKP hayvan istismarından gelir elde edenlere imtiyazlar, destekler verirken hayvan hakları savunucularını görmezden gelmeye devam ediyor.
-2020 Şubat ayında “Ev ve süs hayvanlarının üretim, satış, barınma ve eğitim yerleri hakkında yönetmelik”te değişiklik yapıldı. Gıda üretilen yerlerin yanında bu tesislerin açılmasına izin verildi. “Aynı türden dahi olsa, birbirine zarar verebilecek hayvanlar bir arada tutulamaz” şartı kaldırıldı. Üretim ve satış yapılacak tesislerin kuruluşu için istenen belgeler azaltıldı. Ticaret ürünü olarak pazarlanan hayvanlar açısından her şey daha kötüye giderken, pet shop sahipleri ve hayvan üreticileri ihya edildi.
-Haziran 2020’de Kara Avcılığı Kanunu’nda değişiklik yapmayı amaçlayarak avcıların işini kolaylaştırmak istediler. Değişiklik, “bazı hayvanların bilimsel yönden araştırılması, insana veya mala zarar verenlerin avlatılması, diplomatlar, uluslararası kuruluş temsilcileri veya devlet misafirleri gibi üst düzey temsilcilere gerektiğinde ücretsiz av yaptırabilmesine yönelik düzenleme yapılması amaçlanmaktadır” denilerek gerekçelendirilmişti.
-11 Mart 2021’de AKP, Özlem Zengin’in başkanlığında Mustafa Yel, Yunus Kılıç, Zeynep Yıldız, Serap Yahşi ve Rümeysa Kadak’ın katılımıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıya 50’ye yakın hayvan hakları aktivisti katıldı. 8 saat süren toplantıda AKP bizlerle yasa taslağını paylaşmadığı gibi sorularımıza da tatmin edici, ayrıntılı cevaplar vermedi. Şeffaf yürütülmeyen bu sürecin hayvanların lehine sonuçlanması mümkün değil. Biz bu toplantının “bakın sizi ve taleplerinizi dinliyoruz” mesajı verilmek için yapıldığını düşünüyoruz. AKP’ye, kendi tabirleri ile, bizlerin “gazını almak” için yaptığı çalışmaların amacına ulaşamayacağını hatırlatıyoruz.
-19 Nisan 2021’de ise Resmi Gazete’de KOSGEB destekleri ile ilgili bir Cumhurbaşkanlığı kararı yayınlandı. Buna göre hayvanat bahçeleri, balıkçılık, avcılık, at yarışı ve ne anlama geldiğini bilmediğimiz “spor ve eğlence hayvanlarının” eğitimi gibi faaliyetlerin KOSGEB tarafından destekleneceği ortaya çıktı. Bir yandan ana akım basında mevcut Hayvanları Koruma Kanunu’nu “geliştireceklerini” söylerken, arka planda herkesten habersiz hayvan istismarına devlet desteği çıkarıyorlar.
Tüm bu gelişmelerin üzerine 13 Mayıs 2021’de, haberde geçen tabir ile, “AKP kurmayları”nın Milliyet’e verdiği röportaj ise bizim için bardağı taşıran son damla oldu. Milliyet’in haberinde hayvana tecavüzü hâlâ “hayvanla cinsel ilişki” olarak tanımlayan milletvekilleri olduğunu görüyoruz. Bu ifadenin kullanılmasının tamamen bilinçli bir tercih olduğunu biliyoruz çünkü Komisyon raporunun tavsiye kararlarından biri hayvanla cinsel ilişki ifadesinin, “hayvanların cinsel istismarı” ya da “hayvana yapılan cinsel saldırı” olarak değiştirilmesiydi. Bu şekilde tanımlamaları halinde, tavsiye kararına göre, bu fiiller de hapis cezası kapsamına girecekti. Bu demeçte, failler için göze alınamayan hapis cezası, gözden çıkarılan hayvanlar ve şiddet sarmalından kurtarılmayacak olan karanlık bir gelecek görüyoruz.
Haberde, AKP’li kurmaylar hayvana tecavüz için öngörülen 6 aydan 3 yıla kadar olan hapis cezasının “beyan” esasının soruna dönüşebileceği iddiasıyla revize edileceğini belirtiyor. Türkiye’de 2 yılın altındaki cezalar ertelenebildiğinden, şu durumda bile öngördükleri ceza miktarı ile failler hapis yatmayacak. Çünkü cezanın üst sınırdan verilmesi neredeyse imkansız. Belli ki bu bile yasa koyuculara fazla gelmiş. Soruyoruz: Beyan sorunu derken ne kastediliyor, fail adli tıp raporu ile tespit edilemiyor mu? Fotoğraflar, videolar, tanıklar delil olarak kullanılamıyor mu? Bu ifade, açık açık “soruşturma yapmaktan kaçacağız” demek.
Yine aynı haberde, düzenlemenin diğer hayvanları da kapsayacak şekilde gündeme alındığını ancak avcılar ve balıkçılardan gelen tepkiler yüzünden bu yönde bir genişlemeden vazgeçildiği belirtiliyor. AKP kurmayları bu açıklamaları ile Meclis’te lobi yapan rant sahiplerinin taleplerine hayvanların haklarından daha fazla değer verdiklerini bir kez daha göstermiştir. AKP bu açıklamalar ile rantçı lobilerden etkilendiğini bir kez daha ifşa etmiştir.
ARTIK YETER!
Sadece seçim zamanı ya da infial yaratan ihlallerden sonra akla gelen hayvanlar politika malzemesi değil, kendi yaşamlarının biricik özneleridir. İktidar ve tüm siyasiler bu gerçeği artık anlamalı ve ellerini hayvanların üzerinden çekerek yalnızca onların haklarını gözeten bir yasayı çıkarmak için, kalem tutmak için kullanmalıdır!
Hayvanların tarafında olduğunuzu iddia ederek toplumu kandırmaya çalışmaktan vazgeçin. Hayvanların tutsak edildiği, sömürüldüğü tesisleri korumak için verdiğiniz çabanın binde birini hayvanların haklarını korumak için verseydiniz, 17 yılda pek çok ölüm ve acı önlenebilirdi. Bu kayıplar, yine, ezilenin yanında olmadığınız için yaşandı.
Susmayacağız! Hayvanlar için taleplerimizi yüksek sesle dile getirmeye devam edeceğiz. Hayvanların haklarından vazgeçmiyoruz. Siz sivil toplumun taleplerine kulak tıkadıkça, biz daha gür bir şekilde haykıracağız. Buradayız; politikalarınızı ifşa edene, hayvanların haklarını geri alana kadar gitmiyoruz.
Yasadan taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz:
- a) Hayvana yönelik suçlarda “insana yönelik suçlarla orantılı” olarak hesaplandığı söylenip “6 aydan 4 yıla” önerilen hapis cezası verileceği dile getiriliyor. Bu öneriyi kabul etmiyoruz çünkü hayvan hakları hukukçularının altını defalarca çizdiği üzere, 2 yıldan az ceza alan failin hapis yatmayacağını biliyoruz. Bu yüzden hayvanlara karşı işlenen suçlarda bu cezanın ertelenmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması, adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olmaması için ceza alt sınırı 3 yıl olarak belirlenmeli.
b)Yasa teklifinde ve yasa çıktıktan sonra hazırlanacak uygulama yönetmeliğinde “evde bakılan hayvan sayı sınırlaması” olmamalıdır. Mevcut 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yer alan 6. madde korunmalı, belediyeler ceza kapsamına alınmalıdır. Belediyelerin “kısırlaştırma seferberliği” planlanırken bu faaliyetin öncelikle hayvanların çıkarına gerçekleşebilmesi için Komisyon raporunda da yer alan mobil kısırlaştırmanın yapılmaması, ayrıca belediyelerin bu alanda teknik olarak hayvan sağlığına zarar vermeyecek tüm donanıma sahip olması, “popülasyon kontrolü” derken geçmişte olduğu gibi hayvan katliamına dönüşmemesi gerekmektedir. Sokağın sakini olan hayvanların –özellikle köpeklerin-, belediyeler tarafından toplanıp, onlar için hapishaneden farksız barınaklara kapatılması ve uzak orman alanlarına atılması popülasyon kontrolü değildir. Oldukça teknik bir detaymış gibi görünen ancak ciddi ölçüde hayvana yönelik suçların önüne geçecek “barınaklarda kamera sistemi”nin de 7/24 herkes tarafından erişilebilir olması talebimizi de hatırlatmak istiyoruz.
- c) Komisyon raporu hayvan terk eden kişiye 10.000 TL para cezası önerirken, son düzenlemelerde bu miktarın 3.000 TL’ye düşürülmesi caydırıcılığı ortadan kaldıracağı için kabul edilemez.
- d) Petshoplarda yalnızca evcilleri yasaklamayı öneren ancak ırk derneklerinde hayvanların üretilip satılabilmesine izin veren yeni önerilen sistemde hayvanları sokaklarda, ormanlarda kaderine terk edenler her zaman olacaktır. Buradan hareketle hayvan satışı petshoplarda da, ırk derneklerinde de yasaklanmalıdır. Bu yasak sadece evcil hayvanlar için değil, egzotik ve yabani hayvanlar gibi tüm türleri kapsamalıdır.
- e) Türkiye’de hayvanlı sirk kurmak ve Türkiye’ye hayvanlı sirk ile gösterilerin girişi yasaklanmalıdır.
- f) Hayvanlı sirklerden hiçbir farkı olmayan mevcut 10 yunus parkı 1 yıl içinde kapatılmalı, yeni tesislerin ve su sirklerinin açılmasına izin verilmemeli, mevcut hayvan hapishanelerinde tutsak edilen tüm deniz memelilerinin korunacağı deniz içi rehabilitasyon ve bakım alanı oluşturulmalıdır.
- g) Hayvanat bahçeleri yasaklanmalı, yenilerinin açılmasına izin verilmemelidir. 40’ın üzerindeki mevcut tesislerde tutsak edilen hayvanlar ömür boyu korunmalı ve mevcut hayvan hapishaneleri rehabilitasyon alanlarına dönüştürülerek Türkiye’deki bu ticarethanelerde hayvan esaretinin sonu getirilmelidir.
- h) Kürk ve deri çiftlikleri kapatılmalı, kürk ithalatı yasaklanmalı, hatta veteriner fakültelerinde kürke dair müfredat kaldırılmalıdır.
- i) Hayvan deneylerinin yasaklanıp tüm dünyada kullanılmaya başlanan hayvansız bilimsel yöntemlere geçilmeli, hayvan deneyinden etik sebeplerle kaçınan öğrencilere etik eğitim hakkı tanınmalıdır. Deney merkezlerindeki hayvanların öldürülmesi yasaklanarak mevcut aile yanına verme yönetmeliği uygulanmalıdır.
- j) Şiddet içermediği ileri sürülen ve “güreş, spor” adı altında sürdürülen tüm hayvan dövüşleri ve yarışlarının şiddet içerdiği yasaya geçmelidir ve “geleneksel” kabul edilen boğa ve deve güreşleri, at yarışlarıyla birlikte yasaklanmalıdır.
k)“Yasaklı ırk” ve “tehlikeli ırk” tanımları ve listeleri bir an önce kaldırılmalı, barınaklarda müebbet hapse mahkum edilen ve ziyaretçilere kapalı olan bölmelerde ömür boyu hapsedilerek veya kısa sürede gizlice öldürülen bu köpekler rehabilite edilerek aile yanına yuvalandırılmalıdır. Hayvanları yetiştirip silah olarak kullanan kişilere cezai yaptırım uygulanmalıdır.
Komisyon raporunda yer alan ve yıllardır hayvan hakları mücadelesi verenlerin taleplerinden olan bazı konuların ise hazırlandığı söylenen teklifte yer dahi bulamadığını görüyoruz. Bu yüzden taleplerimizi yeniden hatırlatmak gerekiyor.
– “Çiftlik hayvanları” diye tanımlanan ancak bizler için sadece hissedebilen bireyler olan hayvanların öldürüldüğü ve sömürüldüğü tesisler ortadan kaldırılana kadar 7/24 kamera zorunluluğu getirilmeli;
– Basına yansıyan ve kamuoyu vicdanını yaralayan canlı hayvan ticareti yasaklanmalı;
– Nesli tükenen türleri, endemik türleri ve “av hayvanı” olarak tanımlanan veya her yıl bu kategoriye sokulan pek çok yaban hayvanını zevk, hobi ve spor adı altında katletmeyi hedefleyen avcılık ve av turizmi tamamen yasaklanmalı;
– Hayvanların yük taşımak amacıyla kullanılmasına son verilmeli, bu sömürüden kurtulan hayvanların kalan yıllarında zulüm ve işkenceden uzak bir yaşam sürmeleri sağlanmalı;
– Her sene yüzlerce kuşu öldüren, patlama riski nedeniyle insan hayatı için büyük tehlike arz eden havai fişekler yasaklanmalı.
Eğer Hayvan Hakları Yasası taleplerimiz doğrultusunda çıksaydı; Ozan Öztürk tarafından yere vurularak öldürülen Dora köpek, Ankara Batıkent’te 3 kişi tarafından verilen zehirli etlerle öldürülen 16 köpek, Cumhuriyet Üniversitesi’ne yaşadığı köyden alınıp getirilerek, Anatomi dersi için şah damarı kesilip kadavra yapılan Kangal köpek, taşla vurularak öldürülen 8 Kaplumbağa, Van Çaldıran’da katledilen 70 köpek, B.Y. ve arkadaşları tarafından İspir dağlık alanda yakalanıp işkenceyle öldürülen yavru kurt, Murat Özdemir tarafından işkence edilerek öldürülen Bahtiyar papağan, Annesini emerken Berat Kaya tarafından köpeklere parçalatılan sıpa ve daha binlerce hayvan şu an yaşıyor olabilirdi. Çünkü onların hayatlarını koruyacak etkin ve caydırıcı yasalar yok.
AMA;
Biz, 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışan, hayvanların doğuştan gelen haklarını teslim edip bu hakları koruyacak bir Hayvan Hakları Yasası’nın çıkacağına veya şimdiki haliyle hayvanların haklarını korumaktan çok uzak olan Hayvanları Koruma Kanunu’nda hayvanlardan taraf düzenlemelerin yapılacağına dair ümidimizi yitirmedik. Hayvan istismar eden sektörlerin değil, hayvanların çıkarını esas alan yasa teklifinin bir an önce son haline getirilerek hayvan haklarının pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini yeniden ve yeniden hatırlatıyoruz.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz: YAŞAM İÇİN YASA İSTİYORUZ!
Basın metni imzacıları:
Adaların Atları Platformu
Alakır Nehri Kardeşliği
Animal Save Turkey
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Doğa Dostu Topluluğu
Antalya Feminist Kolektif
Bir Pati Çetesi Derneği
Biz Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü (BUSOS)
Boysan’ın Evi
Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi
Bursa Vegan İnisiyatifi
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
Çanakkale Vegan İnisiyatifi
Demokratik Kadın Hareketi
Dersim Belediyesi
Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi
Doğanın Çocukları
Dört Ayaklı Şehir
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği Gençlik Meclisi
Ekoloji Birliği Kadın Meclisi
Empati Derneği
Ethical Possibility Enhancement (EPE)
Happinesspaws / Mutluluk Patileri
Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM)
Hayvan Hakları Meclisi
Hayvan Hakları ve Etiği Derneği Hayvan Özgürlüğü Komitesi
Hayvanlara Adalet Derneği (HAD)
Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği
İstanbul Kent Savunması
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hayvan Hakları Kulübü
İzmir Barosu
İzmir Vegan İnisiyatifi
İzmir Pride Komitesi
Kadıköy Kent Dayanışması
Kampüssüzler Dayanışma Akademisi
Karadeniz İsyandadır Platformu
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Kazdağları İstanbul Dayanışması
Kurtköy Patileri
Nilüfer Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu
Odunpazarı Modern Müze
Polen Ekoloji
Rengarenk Umutlar Derneği
Roma Bostanı
Sarıyer Kent Dayanışması
Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER)
Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği
Tiyatro Tanımsız
Vegan Çiftlik
Vegan Derneği Türkiye (TVD)
Vegan Gazete
Vegan Kortej
vegAnkara
Vegvorous
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi
Yıldız Teknik Üniversitesi Vegan Vejetaryen Topluluğu
Yunuslara Özgürlük Platformu
Zonguldak Karaelmas Vegan Topluluğu
29. İstanbul Onur Haftası Komitesi
Vegan Kortej’in İnstagram, Twitter hesaplarına buradan ulaşabilirsiniz.